Dil Belası – Imam ı GAZALi
Loading advertisement...
Preload Image
Up next

Video title

Cancel

Dil Belası – Imam ı GAZALi

Dil Belası – imam Gazali

Ebû Saîd el-Hudri [r.a] der ki: Resûlullah’ın [s.a.v] şöyle dua ettiğini işittim:

“Allahım ! Kalbimi nifaktan, edep yerimi zinadan, dilimi yalandan temizle.” [Harâitî, Mesâviü’l-Ahlâk, nr. 134; Hatîb, Târîhu Bağdat, 5/268.]

Resûl-i Ekrem [s.a.v] şöyle buyurmuştur:

“Üç grup insan vardır ki, Allah onlarla konuşmaz, onlara [rahmet nazarıyla] bakmaz ve onları temizlemez. Onlar için can yakıcı bir azap vardır. Bu üç grup şunlardır:

1. Zina eden ihtiyar.

2. Yalan söyleyen hükümdar.

3. Kibirlenen fakir.” [Müslim, imân, 172; Nesâî, es-Sünenü’l-Kübrâ, 10/84; Beyhakî, Şuabü’l-imân, 8/161; Begavî, Şerhu’s-Sünne, nr. 3591.]

Abdullah b. Âmir [r.a] anlatıyor: Ben küçükken, Allah Resulü bize gelmişti. Ben oyun oynamak için çıkmıştım. Bir ara annem,

“Ey Abdullah gel, sana bir şey vereceğim” diye beni çağırdı. Bunun üzerine Allah Resulü anneme,

“Ona ne verecektin?”diye sordu. Annem de,

“Hurma” deyice Peygamber Efendimiz [s.a.v],

“Eğer dediğini vermeyecek olsaydın senin için yalan yazılırdı”buyurdu. [Ebû Davud, Edeb, 88; Harâitî, Mekârimü’l-Ahlâk, 140; Beyhakî, Şuabu’l-iman, nr. 4822.]

Resûl-i Ekrem [s.a.v] şöyle buyurdu:

“Allah bana şu çakıl taşları kadarınca nimet verecek olsa, onları aranızda bölüştürürdüm de beni ne cimri ne yalancı ve ne de korkak bulurdunuz.” [Harâitî, Mesâviü’l-Ahlâk, nr. 144.]

Allah Resulü bir yere yaslanmış olduğu halde şöyle buyurdu:

“Size günahların en büyüğünü haber vereyim mi? Bunlar, Allah’a şirk koşmak, anne babaya isyan etmektir.” Bunu söyledikten sonra yasladığı yerden doğrulup oturdu [Burada Allah Resûlü’nün doğrulması, söyleyeceğinin ne derece önemli olduğunu göstermek içindir [Zebîdî, İthaf, 9/254].] ve,

“İyi dinleyin! Bir de yalan sözdür” buyurdu. [Müslim, imân, 143; Tirmizî, Birr ve’s-Sıla, 4.]

İbn Ömer [r.a] şöyle der:

Allah Resulü buyurdu ki:

“Bir kul yalan söylediğinde o yalanın yaydığı pis kokudan dolayı melek kendisinden bir mil [Mil: Eski bir uzunluk birimidir. Bölgelere göre değişkenlik gösterir, ingiliz deniz mili 1852 m., kara mili 1609 metredir, Osmanlıca Türkçe Büyük Lügat, Türdav; Türkçe Sözlük, Türk Dil Kurumu].] uzaklaşır.” [Tirmizî, Birr ve’s-Sıla, 46; ibn Ebü’d-Dünyâ, Kitâbü’s-Samt, nr. 480.]

Hz. Enes [r.a], Resûl-i Ekrem’in [s.a.v] şöyle buyurduğunu nakletmiştir:

“Şu altı şeyi yapmaya Söz verin ben de sizin cennete gireceğinize kefil olayım.” Sahabeler,

“Onlar nelerdir?” diye sordular. Peygamber Efendimiz [s.a.v] şöyle buyurdu:

1. Sizden biri konuştuğunda yalan söylemesin.

2. Söz verdiği zaman yerine getirsin.

3. Emanet edildiği zaman hıyanet etmesin.

4. Gözleriyle harama bakmaktan sakınsın.

5. Edep yerini muhafaza etsin.

6. Ellerini harama uzatmasın.” [Hâkim, el-Müstedrek, 2/359; Harâitî, Mekârimü’l-Ahlâk, 30; İbn Adî, el-Kâmil, 3/1192; ibn Ebü’d-Dünyâ, Kitâbü’s-Samt, nr. 447.]

Resûlullah [s.a.v] şöyle buyurmuştur:

“Şüphesiz şeytanın [insanın gözüne süreceği] sürmesi, ağzına çalacağı tatlısı ve burnuna çektireceği enfiyesi vardır. Onun tatlısı yalan, enfiyesi gazap, sürmesi ise uykudur.” [Ebû Nuaym, Hilyetü’l-Evliyâ, 6/336; Beyhakî, Şuabü’l-İmân, nr. 4819; Heysemî, Mecmau’z-Zevâid, 2/262; 5/96.]

Hz. Ömer [r.a] bir hutbesinde demiştir ki: [Hz. Ömer bu hutbeyi Şam’a gittiğinde okumuştur, bk. Zebîdî, ithaf, 9/256.]

“Benim size hutbe okuduğum gibi, Allah Resulü de bir gün aramızda hutbe okudu ve şöyle buyurdu:

“Benim ashabıma ve onlardan sonra gelenlere [tabiîne] güzel davranın. Daha sonra ise yalan yaygınlaşır; öyle olur ki yemin etmesi istenmediği halde kişi yemin eder, kendisinden şahitliği istenmediği halde şahitlik eder.” [Tirmizî, Fiten, 7; Nesâî, es-Sünenü’l-Kübrâ, nr. 9225.]

Peygamber Efendimiz [s.a.v] şöyle buyurmuştur:

‘Yalan olduğunu bildiği halde, benim adıma hadis nakleden kimse yalancılardan biridir.” [Tirmizî, ilim, 9; ibn Mâce, Mukaddime, 5; Süyûtî, Câmiu’s-Sagîr, nr. 8631; ibn Ebü’d-Dünyâ, Kitâbü’s-Samt, nr.