* Hz. Peygamber (s.a.s) bir gün Safa Tepesi’ne çıkar ve “Sabah oldu, uyanın ey Kureyş…” der. Bunun üzerine Kureyş yanına gelir ve “Neyin var?” diye sorunca, Hz. Peygamber (s.a.s), “Ne dersiniz, eğer ben size, “Düşman size sabahleyin ya da akşamleyin saldıracak” desem, bana inanır mısınız?” der. Onlar da, “Evet” deyince, Hz. Peygamber (s.a.s), “Ben sizi, şiddetli bir azab öncesinde uyarıyorum” cevabını verir. Bunun üzerine Ebû Leheb, dediğini der de, bu sûre nazif olur.
* Hz. Peygamber (s.a.s) amcalarını toplar ve onlara, bir sahanda yemek takdim edince onu kınarlar. “Bizden birisi tek başına bir koyun yer (bu ne ki?!)” derler. Bunun üzerine Hz. Peygamber (s.a.s), “Yeyiniz, yeyiniz…” der. Onlarda, doyuncaya kadar yerler, ama, sahandaki yiyecekten çok az şey eksilir. Sonra da ona, “Ne vardı?” derler. Bunun üzerine Hz. Peygamber (s.a.s) onları İslâm’a davet eder. Ebû Leheb de diyeceğini der. Rivayet olunduğuna göre Ebû Leheb, “Müslüman olursam, bana ne var?” deyince, Hz. Peygamber, “Müslümanlara olanlar…” diye cevap verir. O, “Ben onlara üstün olacak mıyım?” deyince, Hz, Peygamber (s.a.s), “Neyle üstün olacaksın ki?!” diye cevap verir. Bunun üzerine de o, “Yazık bu dine, onda ben ve başkası bir olacak öyle mi?” der.
* Hz. Peygamber (s.a.s)’e bir heyet geldiğinde, bu heyet amcasına ondan sorar ve “Sen onu en iyi tanıyansın…” derdi. O da onlara, “Muhammed bir sihirbazdır” der, bunun üzerine de onlar ondan yüz çevirir, onunla karşılaşmazlar. Derken ona bir heyet daha gelir, amcası da onlara, buna benzer şeyler söyler. Onlar da, “Onu görmeden gitmeyeceğiz” deyince, Ebû Leheb, “Biz onda, delilikten başka hiçbir şey müşahede etmedik. Eli kurusun ve kahrolsun” deyince, Hz. Peygamber (s.a.s) bundan haberdar olur ve hüzünlenir. Bunun üzerine de bu sûre nazil olur
Rivayet olunduğuna göre, Hz. Peygamber (s.a.s) onu gündüzleyin davet edince, o bundan kaçındı. Gece olunca da, Nûh (a.s)’un sünnetine uyarak onu gündüz davet ettiği gibi geceleyin de, davet etmek üzere, onun evine gitti. Onun yanına varınca, Ebû Leheb ona, “Özür dilemen için yanıma geldin…” dedi. Hz. Peygamber (s.a.s) de, tıpkı ihtiyaç içinde olan birisi gibi onun önüne oturdu. Ve onu, İslâm’a davet etmeye başladı. Ona, “Eğer seni, inanmaktan, âr ve utanma alıkoyuyorsa, bana bu vakitte icabet et ve sus…” deyince, Ebû Leheb, “şu oğlak inanmadıkça, sana inanmam” dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (s.a.s) oğlağa, “Ben kimim…” dedi. Oğlak da, “Allah’ın Resulü” dedi ve dilini salıvererek, Hz. Peygamber (s.a.s)’i mednetti. Bunun üzerine kin ve hased, Ebû Leheb’i istila etti; hemencecik oğlağın ayaklarından tutarak onu parçaladı. “Kahrolası, sihir sana da tesir etti” deyince, oğlak: “Bilakis, sen kahrol…” dedi. Bunun üzerine de, buna uygun biçimde, bu sûre nazil oldu. Yani, “Oğlağın ayaklarını parçaladığı için, Ebû Leheb’in elleri kurusun…”
* HAYVAN KONUŞUR MU?
Web / https://keremonder.com
Facebook / http://www.facebook.com/kereminden
Twitter / http://twitter.com/keremonder1
Instagram / http://www.instagram.com/kerem_onder/
SoundCloud / http://soundcloud.com/keremonder
İngilizce Altyazı Kanalı / https://www.youtube.com/keremonderenglish
Almanca Altyazı Kanalı / https://www.youtube.com/keremonderdeutsch